ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:

Esas Sayısı    : 2013/39

Karar Sayısı : 2013/65

Karar Günü : 22.5.2013

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Ankara 11. İdare Mahkemesi

İTİRAZIN KONUSU : 8.2.2007 günlü, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 10. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa’nın 5., 13. ve 48. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir.

I- OLAY

Özel bir eğitim ve rehabilitasyon merkezinde öğretmen olarak görev yapan davacının, derse girmeyen bazı öğrencilerin velileri yerine devam çizelgelerini imzalamak suretiyle derse girmiş gibi gerçeğe aykırı belge düzenlediği gerekçesiyle görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.

II- İTİRAZIN GEREKÇESİ

Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:

“…

Anayasa’nın 5. maddesinde, “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.” hükmü, 10. maddesinin birinci fıkrasında, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” hükmü aynı maddenin son fıkrasında, “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” hükmü, 13. maddesinde, “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz” hükmü, 48. maddesinin 1. fıkrasında, “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir...” hükmü, 70. maddesinde, “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir.” hükmü yer almaktadır.

5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun “…Özlük hakları ve Sorumluluklar” başlıklı 9. maddesinde, “Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere;

a) Sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu,

b) Yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun, 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimaî Yardım Sandığı ile Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun ile 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, hükümlerine tâbidir.

Ancak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiillerin işlenmesi halinde bu kişilere kademe ilerlemesinin durdurulması cezası yerine brüt aylığından 1/4’ü ile 1/2’si arasında maaş kesim cezası, çalışma izni veren makam tarafından verilir. Tekrarı hâlinde ise göreve son verilir.

1702 sayılı Kanuna göre meslekten çıkarılma veya 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve hâllerin işlenmesi hâlinde, Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle personelin görevine, izni veren makam tarafından son verilir…” kuralı, “Çalışma İzninin İptali ve Geçici Görevlendirme” başlıklı 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında ise, “İki defa teftiş raporuyla başarısızlığı tespit edilen yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin çalışma izni, izni veren makam tarafından iptal edilir.

Hizmete devamında 9 uncu madde hükümlerine göre sakınca görülen yönetici, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personelin görevine, izni veren makam tarafından son verilir...” kuralı getirilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Ankara ili Şereflikoçhisar ilçesinde faaliyet gösteren … Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde zihinsel engelliler sınıf öğretmeni olarak çalışan davacının, özürlü bireylerden bir kısmının bireysel derslerine girmediği halde devam çizelgelerini ve ders defterini imzaladığı hususunun … soruşturma raporu ile sabit olduğu gerekçesi ile 5580 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca görevine son verilerek bir daha özel öğretim kurumlarında görev verilmemesine ilişkin … işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, davacı hakkında ayrıca soruşturma raporunda getirilen teklif doğrultusunda … tarihli işlemle bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verildiği, ancak 5580 sayılı Kanunun 9/b maddesi uyarınca cezanın brüt aylığından 1/4 oranında maaş kesimi cezası olarak uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Anayasanın 13. maddesine göre temel hak ve özgürlükler ancak, Anayasanın özüne ve ruhuna uygun olarak, Yasa ile sınırlanabilir. Anayasanın temel insan hak ve hürriyetlerinden olan çalışma hürriyetinin, Yasa ile sınırlanması sırasında da, kamusal gereklilikler ile temel insan hak ve özgürlükleri yönünden “ölçülülük” ve “belirlilik” ilkesi gözetilerek düzenleme yapılması esastır.

Yukarıda anılan 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 9. maddesi ile, özel öğretim kurumlarında yapılan görevin önem ve özelliği de kanun koyucu tarafından dikkate alınarak, bahse konu kurumlarda görev yapan öğretmenlerin tıpkı 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca örgün ve yaygın eğitim kurumlarında belli bir hizmet sınıfında görev yapan öğretmenler gibi yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından 657, 1702, 4357 ve 4483 sayılı Kanunlara tabi kılınmıştır. Bunun anlamının, özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin sınırları ve kuralları önceden belli olan sorumluluk içerisinde görevlerini yapmalarını ve aynı zamanda anılan görevlilerin belli bir çalışma güvenliğine kavuşmalarını sağlamak olduğu noktasında kuşku bulunmamaktadır. Kanunun 9. maddesinde yapılan atıf nedeniyle 1702 ve 657 sayılı Kanunlara göre göreve son verme hallerinin belirli olduğu, bunun yanında görevin önem ve özelliği de dikkate alınarak Kanun koyucu tarafından 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca alınan kademe ilerlemesi durdurulması cezasının tekraren alınması halinde göreve son verileceğinin ayrıca düzenlendiği, Kanunun 10. maddesinin birinci fıkrasında ise, belli bir kurumda çalışmak üzere çalışma belgesi düzenlene özel öğretim kurumları öğretmenlerinin bu kurumda başarısızlıklarının iki defa teftiş rapor ile ortaya konulması halinde belli bir okulla sınırlı olarak verilen çalışma belgesinin iptal edileceğinin belirtildiği, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, hizmete devamında 9. madde hükümlerine göre sakınca görülen yönetici, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personelin görevine, izni veren makam tarafından son verileceği kural altına alınmıştır.

Bu durumda, 5580 sayılı Kanunun 9. maddesi ile cezalar açısından 657, 1702 ve 4357 sayılı Kanuna tabi kılınarak kamu görevlileri gibi belli bir koruma ve bunun karşılığında da belli bir sorumluluk altına alınan özel öğretim kurumları personelinin, tabi olduğu 657 ve 1702 sayılı Kanunda meslekten çıkarma ve devlet memurluğundan çıkarma şeklinde öngörülen ve 5580 sayılı Kanun uyarınca göreve son verme olarak uygulanan yaptırımın hali hazırda bulunmasına karşın, ayrıca 5580 sayılı Kanunun 10. maddesinin ikinci fıkrası ile, 9. maddeye göre hizmete devamında sakınca görülen hallerde söz konusu personelin görevine son verilebileceği şeklinde getirilen hükmün hukuki belirlilik ilkesiyle bağdaşmadığı, zira söz konusu hükmün hizmete devamında sakınca görülen hallerin hangi fiilleri kapsayıp hangilerini kapsamadığı noktasında bir açıklık getirmediği, böylelikle Anayasada yer bulan çalışma hürriyetinin 5580 sayılı Kanunun 10. maddesinin ikinci fıkrası ile belirlilik ölçütüne aykırı bir biçimde sınırlandırıldığı, ayrıca temel hak ve hürriyetlerden olan çalışma hürriyetinin adalet ilkesine bağdaşmayacak bir biçimde sınırlandırıldığı dolayısıyla 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 10. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hükmün Anayasa’nın 5., 13. ve 48. maddelerine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

…”

III- YASA METİNLERİ

A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı

8.2.2007 günlü, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun itiraz konusu kuralı da içeren 10. maddesi şöyledir:

MADDE 10- İki defa teftiş raporuyla başarısızlığı tespit edilen yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin çalışma izni, izni veren makam tarafından iptal edilir.

Hizmete devamında 9 uncu madde hükümlerine göre sakınca görülen yönetici, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personelin görevine, izni veren makam tarafından son verilir.

Bu durum, ilgiliye tebliğ edilmek üzere kuruma bildirilir. Tebliğ, sözleşmenin feshine ve ilgilinin kurumla ilişiğinin kesilmesine yeter sebep teşkil eder.

Kurumların teftiş ve denetlenmesi sırasında valilik, lüzum görülen durumlarda kurumun yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerini görevden uzaklaştırabilir. Bu takdirde valilikçe, geçici görevlendirme yapılarak gerekli tedbirler alınır.

B- İlgili Yasa Kuralı

8.2.2007 günlü, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun ilgili görülen 9. maddesi şöyledir:

MADDE 9- Kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı olarak yapılır. Mazeretleri nedeniyle kurumdan ayrılan öğretmen ve öğreticilerin yerine alınacak olanlar ile devredilen kurumların yönetici, öğretmen ve öğreticileri ile bir yıldan daha az bir süre için de iş sözleşmesi yapılabilir.

Okullarda yöneticilik ve eğitim-öğretim hizmeti yapanlara, kıdemlerine göre (emekliler hariç) dengi resmî okullarda ödenen aylık ile sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarlarından az ücret verilemez.

Sosyal yardım kapsamındaki ek ödemeler, bütçe kanunlarıyla resmî okul öğretmen ve personeline sağlanan haklara denk olarak okul öğretmenlerine ve personeline de ödenir. Sosyal yardım kapsamındaki ek ödemelerden gelir vergisi kesilmez.

Kurumlardaki ek ders ücreti miktarı, resmî okullar için tespit edilen miktardan az olamaz. Ancak, 8 inci madde uyarınca resmî okul ve kurumlardan ücretli olarak görevlendirilenlere verilecek ek ders ücreti miktarı, resmî okullar için tespit edilen ek ders ücretinin iki katını geçemez.

Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere;

a) Sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu,

b) Yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun, 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimaî Yardım Sandığı ile Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun ile 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun,

hükümlerine tâbidir.

Ancak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiillerin işlenmesi halinde bu kişilere kademe ilerlemesinin durdurulması cezası yerine brüt aylığından 1/4’ü ile 1/2’si arasında maaş kesim cezası, çalışma izni veren makam tarafından verilir. Tekrarı hâlinde ise göreve son verilir.

1702 sayılı Kanuna göre meslekten çıkarılma veya 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve hâllerin işlenmesi hâlinde, Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle personelin görevine, izni veren makam tarafından son verilir.

Yetki, sorumluluk, ödül, sicil, disiplin ve cezaların uygulanmasına ilişkin diğer esas ve usûller çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, görevleri sırasında suç işlemeleri veya görevleri nedeniyle kendilerine karşı işlenen suçlardan dolayı 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun uygulanması ve ceza kovuşturması bakımından kamu görevlisi sayılır.”

C- Dayanılan ve İlgili Görülen Anayasa Kuralları

Başvuru kararında, Anayasa’nın 5., 13. ve 48.  maddelerine dayanılmış, Anayasa’nın 2. maddesi ise ilgili görülmüştür.

IV- İLK İNCELEME

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Serruh KALELİ, Alparslan ALTAN, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN, Muammer TOPAL, Zühtü ARSLAN ve M. Emin KUZ’un katılımlarıyla 2.5.2013 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.    

V- ESASIN İNCELENMESİ

Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Ayhan KILIÇ tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu ve ilgili görülen yasa kuralları, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

A- Anlam ve Kapsam

5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun, itiraz konusu kuralı da içeren 10. maddesinde, özel öğretim kurumlarında çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin çalışma izinlerinin iptali ve geçici görevlendirilmeleri düzenlenmektedir. İtiraz konusu kuralda, hizmete devamında 5580 sayılı Kanun’un 9. maddesi hükümlerine göre sakınca görülen yönetici, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personelin görevine, izni veren makam tarafından son verileceği belirtilmektedir.

Atıf yapılan 9. maddenin ilk dört fıkrasında, kurum ile yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler arasında akdedilecek iş sözleşmesinin süresi ile bu kişilerin özlük haklarına ilişkin hükümlere yer verilmektedir. Anılan fıkralarda, ilgilinin hizmete devamında sakınca oluşturacak herhangi bir husus düzenlenmediğinden, 9. maddeye yapılan atfın bu fıkralarla bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Maddenin devam eden fıkralarında ise ilgililerin, sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden tabi oldukları kanunlar açıklığa kavuşturulduktan sonra, bunların, yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından tabi oldukları kanunlar ve görevlerine son verilmesini gerektiren durumlar düzenlenmiştir. Buna göre, bu Kanun’daki hükümler saklı olmak üzere, özel öğretim kurumlarında çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun, 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimaî Yardım Sandığı ile Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun ile 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine tabidir. Bu bağlamda, 657 sayılı Kanun ile 1702 sayılı Kanun’un disiplin suç ve cezalarına ilişkin hükümleri, niteliğine uygun düştüğü ölçüde özel öğretim kurumlarında görev yapan yönetici ve öğretmenler hakkında da uygulanacaktır. Dolayısıyla, özel öğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenler hakkında, anılan kanunlarda öngörülen fiilleri işlediklerinde, soruşturmalar kamu makamlarınca yapılacak ve eylemlerinin sabit görülmesi halinde söz konusu kanunlarda belirtilen cezalar uygulanacaktır.

Ancak, kademe ilerlemesinin durdurulması ve memuriyetten çıkarma cezaları, mahiyeti itibarıyla özel öğretim kurumlarında çalışan yönetici ve öğretmenlere uygulanabilecek nitelikte olmadığından, 5580 sayılı Kanun’un 9. maddesinin altıncı ve yedinci fıkralarında, bu iki ceza türüne ilişkin özel hükümlere yer verilmiştir. 657 sayılı Kanun’a göre kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiillerin işlenmesi hâlinde bu kişilere kademe ilerlemesinin durdurulması cezası yerine brüt aylığından 1/4’ü ile 1/2’si arasında maaş kesim cezası uygulanmakta, aynı eylemin tekrarı hâlinde ise ilgili kişinin görevine son verilmektedir. 1702 sayılı Kanun gereğince meslekten çıkarılma veya 657 sayılı Kanun’a göre devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve hâllerin bulunması durumunda ise Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle personelin görevine, izni veren makam tarafından son verilmektedir.

Dava konusu kural ile 9. maddenin ilk dört fıkrası dışında kalan bölümünde yer alan düzenlemeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, 9. maddeye yapılan atfın, özel öğretim kurumlarında görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından tabi oldukları hükümlere yönelik olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumda, söz konusu personelin, yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından tabi oldukları 657, 1702, 4357 ve 4483 sayılı kanunları ihlal eden eylemlerinin bulunması ve bu eylemlerin aynı zamanda sakıncalı görülmesi durumunda, bu kişilerin görevine, izni veren makam tarafından son verilebileceği anlaşılmaktadır.

B- Anayasa’ya Aykırılık Sorunu

Başvuru kararında, yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından resmi okullarda görev yapan öğretmenlerle aynı kurallara tabi kılınan özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin, 657 ve 1702 sayılı kanunlarda yer alan nedenlerle görevlerine son verilmesi mümkün olduğu halde, itiraz konusu kuralla, bunların hizmete devamında 5580 sayılı Kanun’un 9. maddesine göre sakınca görülmesi hâlinde de görevlerine son verilebilmesinin olanaklı kılındığı, sakınca oluşturan eylemlerin kanunda açıkça gösterilmemesinin belirlilik ilkesini ihlal ettiği ve buna dayanılarak ilgilinin görevine son verilmesinin çalışma hakkının ölçüsüz bir şekilde sınırlandırılması sonucunu doğurduğu belirtilerek kuralın, Anayasa’nın 5., 13. ve 48. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesine göre, ilgisi nedeniyle itiraz konusu kural, Anayasa’nın 2. maddesi yönünden de incelenmiştir.

Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuk güvenliğini sağlayan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.

Hukuki güvenlik ile belirlilik ilkeleri, hukuk devletinin önkoşullarındandır. Kişilerin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlayan hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Belirlilik ilkesi ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olmasını, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesini ifade etmektedir. Bu bakımdan, kanunun metni, bireylerin, gerektiğinde hukuki yardım almak suretiyle, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine imkân verecek düzeyde kaleme alınmış olmalıdır. Dolayısıyla, uygulanması öncesinde kanunun, muhtemel etki ve sonuçlarının yeterli derecede öngörülebilir olması gereklidir.

İtiraz konusu kural, hizmete devamında 9. maddeye göre sakınca görülmesi durumunda özel öğretim kurumlarında görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin görevine, çalışma iznini veren makam tarafından son verilmesini öngörmektedir. Atıf yapılan 9. maddenin itiraz konusu kuralı ilgilendiren bölümü, söz konusu kişilerin, yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından tabi oldukları kanunları göstermekte olup hizmete devamında sakınca oluşturan eylemleri düzenlememektedir. Bu durumda idarenin, göreve devamında sakınca oluşturan eylemlerin neler olduğunun belirlenmesi hususunda geniş bir takdir yetkisine sahip olacağı açıktır. Bu hâliyle ne tür eylemlerin 9. maddeye göre sakınca oluşturduğunun ilgili kişilerce önceden bilinebilir olduğu söylenemez. Özel öğretim kurumunda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin görevine son verilmesini gerektiren fiillerin tespiti hususunda idareye geniş takdir yetkisi tanıyan itiraz konusu kural, öngörülebilir olmadığı gibi ilgiliye, idarenin keyfi yorum ve uygulamalarına karşı yeterince koruma sağlayacak nitelikte olmadığından hukuki güvenlik ilkesini zedelemektedir.

Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.

Kural, Anayasa’nın 2. maddesine aykırı görülerek iptal edildiğinden Anayasa’nın 5., 13. ve 48. maddeleri yönünden incelenmemiştir.

VI- SONUÇ

8.2.2007 günlü, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 10. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 22.5.2013 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

 

Başkanvekili

Serruh KALELİ

Başkanvekili

Alparslan ALTAN

Üye

Mehmet ERTEN

 

 

 

Üye

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

Üye

Zehra Ayla PERKTAŞ

 

 

 

Üye

Recep KÖMÜRCÜ

Üye

Burhan ÜSTÜN

Üye

Engin YILDIRIM

 

 

 

Üye

Nuri NECİPOĞLU

Üye

Hicabi DURSUN

Üye

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

 

Üye

Erdal TERCAN

Üye

Muammer TOPAL

 

 

Üye

Zühtü ARSLAN

Üye

M. Emin KUZ