AYM’nin 1 Mayıs Kararı hukuki değil, üstelik AİHM’in bu konuda verilmiş bir hak ihlali kararı varken.

Anayasa Mahkemesi Raportörlerinin hakim ve savcılara verdiği ders notlarında kanun yollarının tüketilmesinin üç istisnasının olduğu belirtiliyor.

Bu istisnalar şöyle:

1- Kanun yollarının tüketilmesinden bir sonuç alınması beklenmiyorsa, hakkı ihlal edilen kişiden kanun yollarına başvurması beklenmemektedir. Başvuruya konu olacak somut olayda, yüksek yargı organları tarafından yerleşmiş bir içtihada dayanarak verilen ve yakın zamanda tekrarlanan bir karardan farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir neden bulunmuyorsa, hakkı ihlal edilen kişiden kanun yollarını tüketmesi beklenemez.

2- Başvuruya konu olan normun esaslı anayasal sorunlar ortaya koyması ve mahkemenin kararının somut olay dışında benzer birçok durumu aydınlatacak olması söz konusu ise, bireysel başvurunun genel öneme sahip olması işlevi nedeniyle kanun yollarının tüketilmesi koşulu aranmayacaktır.

3- Başvuruya konu edilecek işlemin derhal uygulanması nedeniyle ağır ve başka türlü giderilemeyecek bir zarar söz konusu ise ve bireysel başvuru sonucunda verilecek karar bu zararı önleyebilecek ise kişiden kanun yollarını tüketmesi beklenmemektedir.

Kanun yollarının tüketilmesi koşulu 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenmiştir. Maddeye göre “İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.”

Hükümet tarafından çok eleştirilen Twitter kararı bu istisnalara göre verildi.

AYM’nin insan hakları notu kırık

İnsan hakları açısından AYM kararlarına bakıldığında notunun kırık olduğunu görüyoruz.

Mustafa Balbay kararında “hak ihlali” kararı yerine milletvekili olması gerekçe gösterilirken Başbuğ kararında Başbuğ’un Genel Kurmay Başkanlığı nedeniyle Yüce Divanda yargılanma ihtimali gerekçe gösterilmiştir.

Oysa her iki davada da bal gibi hak ihlalleri vardı.  Balyoz ve Ergenekon davalarında gösterilen çok önemli tanıkların dinlenmemesi, gizli tanık, savunma haklarına konulan kısıtlamalar çok açık hak ihlali iken yüksek mahkeme bu davalarda hak ihlali kararı vermemiş, kenardan dolaşmıştır.

1 Mayıs kararı da bu davalar gibi ilkeli ve hukuki olmayan bir karardır.

Rahmi Ofluoğlu (hukukçu)