Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, AİHM’nin Anayasa Mahkemesi ‘nin gerçekten etkin bir denetim yaptığı sonucuna varması halinde, Türkiye’den yapılacak başvuruları kabul etmeyeceğini söyledi. Kılıç, “2 yıllık süre öngörülüyor. Bunun bir takip süresi olarak öngörüldüğü ifade edildi. 2014′e kadar kendisine yapılan başvuruları kabul etmeyip, bekletecek.” ifadelerini kullandı.

12 Eylül anayasa referandumunun kazanımlarından biri olan Anayasa Mah-kemesi’ne bireysel başvuru, 23 Eylül’de resmen başlıyor. Bu tarihten sonraki kesinleşmiş idari tasarruf ve yargı kararlarının sebep olduğu hak ihlallerinde vatandaşlar, mağduriyetlerinin giderilmesini bu yolla talep edebilecek. Uygulamayla, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruların en aza indirilmesi hedefleniyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, AİHM’nin Türkiye’ye iki yıllık deneme süresi tanıdığını, bu süre zarfında gelecek başvuruları mümkün olduğunca bekleteceğini açıkladı. Kılıç, “Teste tabi tutulacağız. Eğer etkin denetim yaptığımız kanaatine varılırsa artık Türkiye’den dava kabul etmeyecekler.” dedi. -

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, dün kahvaltıda bir araya geldiği medya temsilcilerine sistemin nasıl işleyeceğine ilişkin bilgi verdi. İdare ve yargının sebep olduğu hak ihlallerini giderecek bütün yollar tükendiğinde devreye gireceklerini vurguladı. Kılıç, “Artık, idare ve yargıyı kuşatan Anayasa Mahkemesi ile karşı karşıyayız.” dedi. Kılıç’ın verdiği bilgiye göre, hukuksal altyapı da oluşturuldu. AİHM kararlarıyla ilgili bastırılan kaynak eser, bütün mahkemelere dağıtılacak. İlk etapta 1200 kürsü hakimi eğitimden geçirilecek. 60 raportör, 26 raportör yardımcısı görev yapacak. Mahkeme binasının girişinde açılan büro başvuruları alacak. Başvuru harcı 172 lira olacak. 6 komisyon, başvuruların kabul ya da reddine karar verecek. 4 üye ve bir başkanın görev yaptığı iki bölüm (mahkeme) oluşturuldu. Hak ihlali olup olmadığına ise bu bölümler karar verecek. Hak ihlali yönündeki kararların idare ve yargıyı bağlayacağını aktaran Anayasa Mahkemesi Başkanı, ancak temyiz makamı olmadıklarını hatırlattı. Yeniden yargılamaya ‘hak ihlalini giderme imkanı varsa’ karar verileceğini, aksi durumda tazminata hükmedileceğini ifade etti. İncelemelerin dosya üzerinden yapılacağını, duruşma yetkisi de bulunduğunu aktardı. Acil konularda tedbir kararı verileceğini bildirdi. Mahkemenin dosyalara boğulma riskinden de bahseden Kılıç, “Filtreleme olacak. Vatandaş, dava açmakta iştahlı, (bir de oraya gidelim) diyecek. Yılda 500 bin dava kesinleşiyor. Bunun yüzde 10′u başvurursa battık.” dedi.

Haşim Kılıç, bireysel başvuru ihtiyacının, Türkiye’nin hak ihlali ve halen 19 bin davanın beklediği AİHM notunun kırık olmasından kaynaklandığını söyledi. Kişisel başvuru sistemin işlemesi durumunda sorunun aşılacağını ileri sürdü. AİHM’nin temmuz ayında aldığı kararı da aktaran Kılıç, buna göre Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruya başlaması nedeniyle 23 Eylül’den itibaren AİHM’ye yapılacak başvuruları kabul etmeyeceğini bildirdi. Kılıç, “Burada Anayasa Mahkemesi bir teste tabi tutulacak. Eğer bizim gerçekten etkin bir denetim yaptığımız sonucuna varırsa, artık Türkiye’den yapılacak başvuruları kabul etmeyecek. Çok seçici davranacak. 2 yıllık süre öngörülüyor, bunun bir takip süresi olarak öngörüldüğü ifade edildi. Yani 2014′e kadar doğrudan başvuru mekanizması şu an kapalı gibi.” ifadelerini kullandı. Uzun tutukluk gerekçesiyle de başvuru yapılabileceğini belirten Haşim Kılıç, tutukluluk kararının kesinleşmiş olup olmadığına bakılacağını aktardı. “Örneğin İlker Başbuğ da başvuru yapabilir mi?” şeklindeki soruya ise şu karşılığı verdi: “AİHM, tutukluluğa itirazın üst mahkemede reddini kesinleşmiş karar sayıyor. Ayın 23′ünden sonra bir tahliye talebi reddedilir, üst mahkeme de reddederse artık kesinleşmiş bir karardır. Şimdiden hiçbir şeyi öngöremem. Mahkememiz, bunu kesin karar kabul etmeyebilir ya da AİHM’yi gözetip ‘kesin karar’ diyebilir. Hak ihlali olup olmadığı ayrıca değerlendirilecek. ‘Hak ihlali değildir’ de denilebilir. Bundan böyle tutuklu olan arkadaşların bu müracaatları hak ihlali varsa bakılacak, burada sonuçlanacak.”

Öte yandan, Haşim Kılıç, askerî teşkilatta çalışan sivil memurların asker sayılacağına ilişkin kuralı iptal ettiklerini açıkladı. Talebin askeri mahkemeden geldiğini belirterek “Bundan sonra askerin içinde bu memurlar artık sivildir ve bu kişilerin görevleriyle, şahıslarıyla ilgili bütün fiiller, suçlar artık sivil mahkemelerde görülecek.” dedi.

4+4+4′te anayasal sorun yok

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran ve kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen kanunun iptali istemiyle açılan davayı perşembe günü karara bağladıklarını hatırlattı. Kılıç, “Kanunda çok tartışılan yaşla ilgili bölüm de reddedildi. Bizim için anayasal bir sorun yok. Yapılan eleştiriler anayasal sorundan ziyade uygulamaya dönük eleştirilerdi. Seçmeli derslerle ilgili olan bölüm de oyçokluğuyla, yani iki arkadaşımızın muhalefeti, 15 arkadaşımızın onayıyla Anayasa’ya aykırı görülmedi.” diye konuştu. Seçmeli derslerle ilgili bölümün Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırılık iddiasıyla mahkeme önüne getirildiğini hatırlattı: “O anlamda laiklik ilkesine aykırı olmadığı konusunda 15 arkadaşımın görüşü yoğunlaştı.

Siyasî partiler özensiz

Haşim Kılıç, CHP’nin 2008-2009 mali denetimine ilişkin soruları da cevapladı. Siyasî partilerden yaptıkları harcamalara, görevlendirmelere ilişkin belge istediklerini, ancak siyasî partilerin bu konuda özensiz davrandıklarını ifade etti: “Losyonundan, tıraş bıçaklarından tutun kendisinin harcaması gereken şeylerin tamamının siyasî parti bütçesinden ödendiğini görüyorsunuz ki, bu kabul edilemez bir şey. Bunun siyasî faaliyetle hiçbir ilgisi yok. Bizim için önemli olan devlet tarafından yapılmış yardımın, gerekse vatandaşlardan toplanan üyelik aidatının siyasî amaçlarına uygun şekilde harcanmış olması. Bizi ilgilendiren orası.”