Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) zorunlu din dersleri ile ilgili Türkiye için verdiği kararın yankıları sürüyor. Kararı inceleyeceklerinin altını çizen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "AİHM’in haklı olduğuna kanaat getirildiği takdirde gerekli düzenleme yapılabilir. Anayasa değişikliğine gidebiliriz. İçerikle beraber dersin ismini de değiştirmek mümkün olabilir." dedi.

Seçim bölgesi Bursa'da Olay TV'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Arınç, AHİM'in zorunlu din dersine yönelik verdiği kararı değerlendirdi. Bu kararların daha önce de gündeme geldiğini hatırlatan Arınç, Alevi yurttaşların başvurusu üzerine böyle bir karar alındığını söyledi. Bülent Arınç, hukuki olduğu için bu düşüncelere saygı duymaları ve AİHM kararına uymaları gerektiğini kaydetti. Türkiye’yi izam eden her hangi bir talep veya cezalandırmanın bulunmadığınıanlatan Arınç, 1980 Anayasası’ndan sonra din öğretimi ve ahlak derslerinin okullarda okutulmaya başlandığını dile getirdi. Avrupa ülkelerinin pek çoğunda din dersine benzer konuların mecburi ya da ihtiyari olarak okutulduğunu hatırlatan Bülent Arınç şunları kaydetti: 
"AİHM kararı bence içeriğe yönelikBöyle bir dersin var olması veya olmaması tartışılmamış. Biz kolayımıza geldiği için sadece din dersi deyip geçiyoruz. Din dersi demek sadece İslam dini öğretilmesi değil; öğretmekle birlikte ameli olarak da namaz nasıl kılınır, abdest nasıl alınır, İslam dininin hususiyetleri nedir? iman, 32 farz, 6 şart, Hac'ın, umrenin yapılmasıyla, namazın nasıl kılınacağı veya zekat gibi ibadetlerimizin, sadece bunların öğretildiği, herkesin öğrenmekle de mecbur olduğu bir anlayışla da karşılıyorlarsa buna laik Avrupa’nın belki tepki koyacağını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bunu red edeceğini baştan düşünebiliriz. Bize benzer laiklik uygulaması en çok Fransa’da var. Bizdeki daha koyu laiklik veya laikçiliktir. Fransa’da bile okullar ikiye ayrılır. Kilise, dini eğitim verebilecek okullarıyla, laik eğitimin okulları birbirinden farklıdır. Bizde daha sonra din öğretimine dönüştü. İslam’dan biraz daha çok bahseden ameliyesini öğretmenlerin ihtiyarına bırakmış bir eğitim.Herkes için zorlayıcı bir eğitim yok. Din eğitimi, ahlak var. Bunlar din dersi öğretmenleri tarafından anlatılıyor. 
AİHM diyor ki ‘Aleviler kendi inançlarının anlatılmasını isteyebilir.Hıristiyanlar kendi inançlarını isteyebilir. Belki de Ateistler bunun hiç birisine ihtiyaç göstermeyebilir. Dolayısıyla sizin bu din öğretimi dersleriniz İslam inancı ağırlıklı olmuş. Diğerlerini kapsamamış. Ya onları da kapsayıcı bir biçimde müfredatlarınızı değiştirin, veya bu dersleri kaldıracaksanız kaldırın’ diyor. Türkçe meali bu. Kıbrıs’ta İmam Hatip okullarının 'İlahiyat Koleji' ismi ile açıldığını gördüm. Türkiye’de de okulların bu isimle de açılabilir. Müfredatı az çok birbirine benziyor. Yani İmama Hatip demek zorunda değiliz ama 50 seneden beri İmam Hatip deniliyor. Biz bu isimle biliyoruz. Birlikte 10 tane isim düşünürsek karar verebiliriz. Ama içinde nasıl bir din öğretimi amaçladığınızı göstermeniz lazım. Alevi yurttaşınız ‘benim inancım budur. Bu şekilde anlatılsın. Buna da yer verilsin’ diyorsa biz demokratik, sosyal, laik bir hukuk devletiyiz. Laiklikte esassa bu isteği dikkate alan bir müfredat yapmalıyız. Bence bu incelenecek gereği de hükümetimiz tarafından yapılacak." 
Allah’a inanmanın fıtri olduğunu vurgulayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Allah’a inanmazlarsa başka şeylere inanırlar. Taşa, çöpe inanalar da var. İneğe inanlar, kutsal sayanlarda var. Budizm, Konfüçyüzim var. Başkaları da var. Bu inanç duygusunu tatmin etmeye yönelik bir arayış, buluştur. Ama diyelim ki onun böyle bir derdi yok. O bundan öte başka bir dünya olduğuna inanmıyor. Ben öldükten sonra ‘beni yakın’ diyor veya başka bir şey söylüyor. Bu da onun inancı inançsızlığı inanç haline getirmiş. Burada benim öğreteceğim din dersinde insanlara samimi olarak, fıtri olarak inanma duygusunu, ‘İslam neler getiriyor?, diğer dinler neler getiriyor, farklı inançlar ne söylüyor’ diye anlatılabilir. Belki bunları kısa kısa anlatan öz bilgi veren bir şey olması lazım. Nüfusun yüzde 99’u Müslüman. İslam’ın Türkiye’ye münazır olarak biraz daha fazla anlatılması gerekebilir. Hükümet konuyu ele alacaktır, kararı inceleyeceğiz. AİHM’in haklı olduğuna kanaat getirildiği takdirde gerekli düzenleme yapılabilir. Anayasa değişikliğine gidebiliriz. İçerikle beraber dersin ismini de değiştirmek mümkün olabilir. ‘Tamamen kaldıralım, böyle bir şey olmasın’ düşüncesinde ben şahsen değilim. Hükümetle konuşmadığımız için hükümetin tavrını bilemem ama ben bu tür bir dersin en basit dini bilgileri öğrenmesi açısından faydalı olacağını düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Cihan