Türkiye, iki gazeteciye tazminat ödeyecek.  Mahkemenin "ifade özgürlüğünün kısıtlanması" ve "güvenlik ihlali" çerçevesinde verdiği karar sonucunda, Türkiye Nedim Şener'e 20 bin Euro, Ahmet Şık'a ise 10 bin Euro manevi tazminat ödeyecek.

ŞENER: GAZETECİLİĞİN TERÖRİZM OLMADIĞINI GÖSTEREN KARAR

Şener, AİHM kararının açıklanmasının hemen ardından Hürriyet'in sorularını yanıtladı. 

AİHM'e başvuruyu, Ahmet Şık'la birlikte daha tutukluyken, haklarında iddianame çıkmadan yaptıklarını, mahkemenin de bu başvuruyu kabul ettiğini söyleyen Şener, şöyle konuştu;

"AİHM başvurumuzu tutukluyken kabul etmişti. Daha yargılama aşamasına gelmemişti. Ama tam da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'kitap bombadır' söylediği dönemde başvuruyu kabul etmişlerdi. Bu karar, Başbakan'ın "kitap bombadır" sözünün, kitabın bomba olmadığını, gazeteciliğin teröristlik olmadığını, kitabın da bomba olmadığın gösteren bir karardır" dedi. 

Şener, davanın "temel olarak gazetecilik davası" olarak görülmesi gerektiğini de vuruladı.

"ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK HAKLARIMIZ İHLAL EDİLDİ"

Şık ve Şener'in ifade özgürlükleri ile özgürlük ve güvenlik haklarının ihlal edildiği iddialarıyla AİHM'e başvurmuşlardı. 

Her iki gazeteci de, haklarında "elle tutulur delil" olmamasına ve kendilerine "ne ile suçlandıkları bildirilmeden" tutuklu kalmaları konusunda başvuru yapmışlardı.

AİHM,  ANKARA'DAN YASAKLANAN KİTAP İÇİN SAVUNMA İSTEMİŞTİ

AİHM, yargılama aşamasında "bazı hükümet politikalarını eleştiren ve piyasada serbestçe satılan bir kitabı yazmak veya yazımına katkıda bulunmak ile bir terör örgütü mensubu olmak arasındaki bağlantı" konusunda Ankara'dan savunma istemişti. 

Mahkemenin Ankara'dan istediği bir başka savunma konusu ise, Şener'in evinde yapılan arama üzerine idi. AİHM, Şener'in evinde polis tarafından yapılan aramaların "gazetecilerin haber kaynaklarının korunması" ilkesiyle bağdaşıp bağdaşmadığı konusunda Türkiye'den açıklama istemişti.