Karar ile “Büyük Daire” devlet okullarındaki sınıflarda dini sembollerin (davada devlet okullarındaki sınıflarda Hristiyanlık dininin sembolü olan Haç’ın bulundurulmasının  AİHS’e aykırı olduğu iddia edilmişti)   bulunmasını devletin takdir yetkisi içinde bir tasarruf olması, bu konuda (dini sembollerin okullarda bulundurulması) Avrupa’da ortak bir yaklaşımın mevcut olmaması nedeniyle Eğitim Hakkı (Sözleşme’ye ek 1 nolu protokolun 2.maddesi) ve Din ve Vicdan Özgürlüğü (Sözleşme m.9)  bağlamında ve 14.maddeyle bağlantılı olarak, Daire’nin ihlal kararının aksine, bir ihlal olarak tespit edilmediğine hükmetti.

Büyük Daire kararının tam metnine ulaşabilirsiniz.(İngilizce).


Büyük Daire kararında devlete tanınan takdir yetkisinin sınırlarını ise oldukça muğlak ve denetlenmesi pek mümkün olmayan öğrencinin indoktirine edilmemesi şartına bağlıyor.
 
Bu durum AİHM’in önceki kararları  özellikle Leyla Şahin / Türkiye (http://www.serkancengiz.av.tr/fileadmin/articles/Leyla__ahin__1-_Web_Sa.pdf ), Dahlap / İsviçre ve Doğru ve Diğerleri / Fransa kararları ışığında oldukça tartışmalı.
 
Bir diğer ifadeyle ekli karar hali hazırda oldukça tartışmalı olan Leyla Şahin / Türkiye kararının dayanağı oluşturan ulusal mevzuatın değişmesi durumunda okullarda ve özellikle devlet okullarında dini sembollerin kullanılmasını/giyilmesini mümkün hale getirebilir şeklinde bir yoruma rahatlıkla cevaz verebilir. Dahası, bu karar ile Avrupa’da çoğunluğu Hristiyan olan toplumların diğer azınlıkta olan inançlara dair yapacakları genel düzenleyici işlemler açısından (takdir marjı altında ayrımcılık yasağını ve çoğulcu demokrasi ilkesini ihlal edebilecek) mevzuat ve uygulamaların önünü açabilir. Bir diğer ifadeyle oldukça eleştiri konusu olan “Avrupa Bir Hristiyan Kulübüdür” söylemini haklı çıkarabilecek bir takım uygulamaların da önünü açabilir.
     
Konuyla ilgili AİHM kararlarını analiz eden bir makalenin linkini aşağıda gönderiyorum. Yukarıdaki yeni durum ışığında okunması önerilir.
 
 
Saygılarımla
 
Av. Serkan CENGİZ