Sedat Ergin
Mahkeme, yaklaşık 7 buçuk aydır tutuklu bulunan gazeteci yazar Şahin Alpay’ın serbest bırakılması yolunda yaptığı başvuruya  “öncelik vermeyi” kararlaştırdı. Böylelikle, 15 Temmuz darbe girişimi  sonrasında  yapılan tutuklamalarda -ilk kez- bir başvuru AİHM  tarafından “öncelikle” incelemeye alınmış oluyor. Bu “ilk” adımın bir gazeteci için kullanılması ayrıca önemli.

Bunun ne anlama geldiğini ve önümüzdeki aylarda ne gibi gelişmelerin tetikleyicisi olabileceğini görebilmek için önce başa dönelim.

Şahin Alpay (73), uzun yıllar Cumhuriyet ve ardından Milliyet gazetelerinde editörlük ve yazarlık yapmasının ardından 2002 sonrasında Zaman gazetesinde köşe yazarı olarak çalışmaktaydı. Türkiye’de liberal düşüncenin önde gelen savunucularından biri olan Alpay, AK Parti iktidarına da kuvvetli bir destek vermiş, bu yüzden AK Parti karşıtı çevrelerin ağır eleştirilerine hedef olmuş, ancak son yıllarda hükümeti eleştiren bir çizgiye yönelmişti.

15 Temmuz darbe girişiminin hemen ertesinde Gülen cemaatinin basındaki en önemli yayın organı olan Zaman gazetesi çalışanlarını hedef alan tutuklama dalgasında, Şahin Alpay 27 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY üyesi olduğu iddiasıyla İstanbul’daki evinde gözaltına alındı, 31 Temmuz’da tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Bu arada, Alpay’ın babasından miras kalan malvarlığına olağanüstü hal çerçevesinde el konuldu.

Avukatları, geçen dönem içinde Alpay’ın tutukluluğuna bir dizi itirazda bulundu. Bu itirazlarda, dokuz ayrı ilaç kullanmak zorunda olan Alpay’ın sağlık sorunlarına da dikkat çekildi. Anayasa Mahkemesi (AYM), sağlık gerekçesiyle yapılan tahliye talebini 26 Ekim 2016 tarihinde verdiği bir kısmi kararla “hapishanede yeterli tedaviyi gördüğü” görüşüyle reddetti. Sonraki itiraz süreçleri de sonuçsuz kaldı.

Avukatları, bunun üzerine 20 Şubat 2017 tarihinde, yani bundan yaklaşık iki hafta önce A) Hem tutuklama ve tutukluluğa devam kararlarının haksız olduğu, hem de B) Sağlık sorunlarının risk yarattığı gerekçesiyle  Alpay’ın serbest bırakılması için “geçici tedbir” uygulanması talebiyle AİHM’e başvurdu. 

Başvuruda bu talebe “öncelik verilmesi” de istendi.  AİHM içtüzüğünün 39’uncu maddesi, çok istisnai durumlarda nihai kararı beklemeden “geçici tedbir” alınabileceğini öngörüyor.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ