AKP hükümetinin mahkemeye başvuruyu güçleştirecek öneride bulunduğu ortaya çıktı
‘AİHM paralı olsun’
ÖNERİ KABUL GÖRMEDİ Avrupa Konseyi kaynaklarına göre AKP hükümeti başvuruları azaltmak için, harçla başvuru zorunluluğu getirilmesini önerdi. AİHM’nin harca prensip olarak karşı olduğunu anımsatan kaynaklar, konsey üyesi birçok ülkenin de istemediğini belirttiler.
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Türkiye’de yargıyı, anayasa değişikliği ile istediği gibi şekillendirme olanağına kavuşan AKP hükümetinin, dosya ve başvuru sayısını gerekçe gösterip “Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Dönem Başkanı” sıfatıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yapısını “başvuruları güçleştirecek şekilde değiştirme” önerisi getirdiği ancak bu önerinin kabul görmediği ortaya çıktı. İzmir’de yarın toplanacak olan AİHM’nin Geleceğine İlişkin Yüksek Düzeyli Konferans öncesinde her başvuru sahibine harç ödeme zorunluluğu getirilmesi ya da her başvuru sahibinin başından itibaren bir avukat tarafından temsil edilmesi önerilerine ilişkin Bakanlar Komitesi’nde uzlaşma sağlanamadığı öğrenildi. Konferans sonunda, üzerinde uzlaşı sağlanmış reform maddeleri “İzmir Deklarasyonu” ile kamuoyuna duyurulacak.
AKP, kendi iktidar döneminde rekor düzeye ulaşan davalardan kurtulmak için “AİHM’de reform ihtiyacı” gerekçesiyle harekete geçti. Bu çerçevede yarın İzmir’de AİHM’nin Geleceğine İlişkin Yüksek Düzeyli Konferans toplanacak. Konferans öncesinde, Avrupa Konseyi’ne üye ülkeler ile Türkiye arasında, AİHM reformuna ilişkin kritik pazarlıkların yapıldığı ortaya çıktı.
Konferans öncesinde Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Avrupa Koseyi kaynakları, AİHM’nin sorunlarını sıralarken “Her sene artan bir iş yükü var. 47 ülkeden herkes müracaat edebiliyor mahkemeye. Mahkeme bu iş yükünü bir türlü eritemiyor. Yapılan başvuruların çoğu kabul edilemez bulunuyor. 10 başvurudan 9’unu reddediyor mahkeme. Tabii ki ihlaller de buluyor. Ama bulduğu ihlallerin yüzde ellisi aynı ülkeye karşı aynı problemleri ilgilendiren ihlaller” görüşünü dile getirdiler.
‘Sorun ülkelerde’
Aynı kaynaklar, “Bu problemler şunu gösteriyor: Mahkemeye çok sayıda gereksiz başvuru geliyor ve mahkemenin bunların her birine bakıp sonuçlandırması gerekiyor. Başvuru sahiplerinin ve varsa avukatlarının mahkemenin kabul edilebilirlik kriterleri konusunda daha iyi bilgi sahibi olmaları gerekiyor” dediler. Türkiye’deki gibi tutukluluk sürelerinin uzunluğu, davaların uzun sürmesi gibi “yinelenen başvuruların” bazı ülkelerin kendi sistemleri ile ilgili sorunları çözemediklerini gösterdiğini belirten aynı kaynaklar, “Mesela yargılamaların uzun sürmesi gibi birçok ülkeye karşı bu konuda ihlaller çıkıyor. Türkiye’nin ‘yinelenen’ bir sorunu ise yargılamadan evvelki sürenin uzun olması. Bununla ilgili yüzlerce dava Bakanlar Komitesi’nde uygulanmayı bekliyor. Bu iki problemi yani biriken kabul edilemez davaları ve yinelenen davaları eritmek ve gelmelerini önlemek için ülkelerin yani Bakanlar Komitesi’nin çözüm bulması gerekiyor acilen” görüşünü dile getirdiler.
Bu çözüm önerilerine ilişkin bilgi veren aynı kaynaklar, “Mesela Türkiye. İzmir’de birtakım somut çözümlere ilişkin karar aldırmak istiyordu. Her başvurana harç ödetmek ya da her başvuranın başından beri avukat tarafından temsil edilmesi gibi ama Bakanlar Komitesi’nde uzlaşma elde edilemedi” dediler.
AİHM’nin harç konusuna prensip olarak karşı olduğuna işaret eden aynı kaynaklar, “Birçok ülke karşı, birçok ülke de ‘konunun ne gibi sonuçları olabilir’ diye daha detaylı inceledikten sonra karar almak istiyor. Önemli olan bir baska konu, mahkemenin halihazırdaki hâkimleri arasından filtre mekanizmasının kurulması. 14. Protokol yürürlüğe girdiğinden beri tek bir yargıç bir raportör yardımı ile kabul edilemez davaların kararlarını alabiliyor. Şu anda 20 kadar hâkim rotasyonla sadece bu işi yapıyor. Mesele bir grup hâkimin bir süre için sadece sayıları eritmek için bu davalara odaklanması” değerlendirmesini yaptılar.
İzmir deklarasyonu
İzmir deklarasyonunda tazminat konusunda bir çağrının yer alması da söz konusu olacak. Taslak metine göre AİHM’ye, “verilecek miktarları kriterlere bağla ve bu kriterler herkes tarafından bilinsin. Aynı tip davalarda ayrı miktarlara mahkûm etme ülkeleri” mesajı verilecek.