Erol ÖNDEROĞLU

Strasbourg - BİA Haber Merkezi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak ve gazete yetkilisi Hasan Karakaya’nın, emekli Oramiral Güven Erkaya’nın anısına hakaret ettikleri iddiasıyla yargılandıktan davada orantısız şekilde cezalandırıldıklarına hükmetti.

AİHM, bugün açıkladığı kararında, Türkiye’nin adil yargılama hakkını ve ifade özgürlüğü hakkını hukuka aykırı şekilde ihlal ettiğine kanaat getirdi; Dilipak’a ödenecek tazminatın Türkiye hükümeti ve yazar arasındaki görüşmelerden sonra belirleneceğini bildirdi.

“Ağır tazminat tüm gazetecileri yıldırdı”

Türkiye’den Hakim Işık Karakaş’ın yer aldığı yedi kişilik hakim heyeti, Ankara 29. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin hükmettiği ağır tazminatın Dilipak’ın evinin haczedilmesine yol açacak ölçüde orantısız olduğunu vurguladı; “Ağır tazminat sadece Dilipak ve Karakaya üzerinden değil tüm gazeteciler üzerinde yıldırıcı etki yaptı” dedi. AİHM, yargının gözetilen meşru hedefler bakımından “orantısız” muameleyi başvurduğuna karar verdi.

Dilipak, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Erkaya'nın ölümü üzerine yazdığı 25 Haziran 2000’de "Toprağı bol olsun. Hakkımı helal etmiyorum" başlıklı bir yazı kaleme almıştı.

Dilipak aynı ay Erkaya’nın 28 Şubat 1997'de Milli Güvenlik Kurulu’ndaki (MGK) rolüne işaret eden ikinci bir yazı yazmıştı.

Gıyabında mahkum oldular, AİHM’e gittiler

Erkaya'nın varisleri Asuman Kıratlı, Gülden Erkaya ve Argun Erkaya, Dilipak hakkında Ankara 29. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tazminat davası açmıştı. Yaklaşık üç yıl süren davanın sonunda mahkeme, adresine ulaşamadığı Dilipak'ı gıyabında 30 bin TL tazminat ödemeye mahkum etmişti.

 

Şikayetçi aile, Haziran 2003’te cezanın tahsili için girişimde bulunurken Dilipak ve Karakaya, karara karşı 2 Ocak 2003’te Yargıtay’a itiraz etti. Ancak itirazları reddedildi.

 

Ceza, ödenmediği için de tazminat tutarı, faiz ve masraflarıyla birlikte 167 bin TL'ye ulaşmıştı. Tazminatı ödeyemeyen Dilipak’ın evine haciz gelmişti. Yazar Ağustos 2009’da evini Kadıköy İcra Dairesi'nde satışa çıkarmıştı.

Bunun üzerine iki “Vakit” yetkilisi, mahkeme etkili başvuru haklarının hiçe sayıldığı için adil yargılanmadıkları ve ifade özgürlüğü hakları hukuka aykırı şekilde kısıtlandığı gerekçesiyle AİHM’e başvurdular.