Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) İstanbul’un en değerli bölgesi Etiler’de yer alan ve Hazine adına kayıtlı 13 bin 231 metrekarelik arazinin mülkiyetinin Maria Çiropulos’a ait olduğuna karar verdi. Mahkemenin oy birliğiyle aldığı karar çerçevesinde Çiropulos ile Türk hükümetinin mülkiyet devri veya tazminat konusunda anlaşması istendi. AİHM’e yansıyan gayrimenkul anlaşmazlığı konusunda davayı 2003 yılında arazinin sahibinin mirasçısı olduğu iddiasıyla Efrosini Yianopulu açtı. Yianopulu’nun 31 Mart 2009’da ölümünden sonra kızı Maria Çiropulos davanın takibine devam etti. Yaklaşık 30 yıldır devam eden gayrimenkul anlaşmazlığında Çiropulos’un avukatlığını yapan Murat Cano, 2007’de 10 milyon 300 bin dolar değer biçilen arazi hakkında AİHM’nin verdiği kararı Milliyet’e yorumladı.

‘Tapu mu, tazminat mı?’
Avukat Cano’ya göre karar şu anlama geliyor: “AİHM, Türkiye’ye diyor ki, ‘1. protokolün 1. maddesini ihlal ettin ve sana da başvurucu tarafa da 3 aylık süre veriyorum; uzlaşıp sonucu bildirin. Uzlaşmazsınız biz gereğini yapacağız.’ Bu bize hem uzlaşmaya gitme hem de tapuyu isteme hakkı veriyor. Müvekkilim direkt tapuyu da isteyebilir o zaman elbet bir tazminata da gerek kalmaz ya da tapuyu vermezler, madden tazmin etmek isterlerse o zaman da arazinin kıymeti konusunda bir uzlaşmaya varılacak. 2007’deki eksper tespitinde oraya 10 milyon 300 bin dolar değer biçildi fakat o civardaki imar hareketliliği, İstanbul’un değişen planı, yeni yapılaşma koşulları o taşınmazın değerinde artışa yol açtı. Ben bir TC vatandaşı olarak hazinemin hak edilmeyen bir bedeli ödemesinden yana değilim. Hatta ben bu karardan önce Dışişleri Bakanlığı’na yazılı olarak uzlaşmaya gitme teklifinde bulundum fakat hiçbir cevap alamadım.”
Cano henüz kararın yeni çıkmış olması nedeniyle tapuyu mu talep edecekleri yoksa tazminat mı isteyecekleri konusunda bir karara varmadıklarını belirterek, karar sürecinde taşınmazın imar durumu ve yapılaşma şartlarını da göz önünde bulunduracaklarını kaydetti.   
‘Bütçeye de zarar veriyor’
Cano, bu kararın devam etmekte olan benzer davalar için kapı araladığını fakat kesin bir çözüm olmadığını söyledi. Cano, kesin çözüm yolunun hem Türkiye hem de Yunanistan tarafından hak sahipleri veya onların mirasçılarına mülklerinin idari izin ile verilmesine dair uygulamalarını değiştirecek bir kanun hazırlanması olduğunu belirtti. Cano, “Tazminatlar, bizlerin vergilerinden ödeniyor bu da devlet bütçesine de zarar veriyor. Malların sahiplerine verilmesini öngören bir kanun düzenlemesi yapılsa bu masrafın da önüne geçilmiş olunur” diye konuştu.

 

DAVANIN GEÇMİŞİ
“Yianopulu Davası”, arazi üzerine kayıtlı bulunan Maria Yianopulu’nun 1979’de ölmesinin ardından kızı Efrosini Yianopulu’nun 1982’de yasal mirascı olarak tescil istemesi ile başladı. 1964’te “Yunanlıların mülk edinmesinin yasaklandığı” maddesini içeren genelge gerekçe gösterilerek tapu izni verilmedi. 1995’te de söz konusu arazi hazineye devredildi. 1997’de Türkiye’de açılan dava da “Yunanlıların toprak edinme hakkı yok” denilerek iptal edilince AİHM’ye taşındı.