Cihan Haber Ajansı’nın haberine göre Yargıda Birlik Derneği, Malatya'da İnönü Üniversitesi havuz başında bir iftar yemeği veriyor. İftara yüksek yargı ve HSYK üyeleri, hakim ve savcılar katılıyor. Ajansın haberi şöyle:

“ İftardaki konuşmalarda hakim ve savcılar hukuka değinmedi ama "devletimizin yanındayız" mesajı verdi, "paralel yapı" ve "terörle mücadeleye" ilişkin görevlerine değindi. İftardaki konuşmalarda yargı erki, "Peygamber postu" olarak nitelendi.

Programa; Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yüksel Kocaman, HSYK Üyesi Turgay Ateş, Yargıtay Üyesi Hakan Yüksel, Malatya Cumhuriyet Başsavcısı Ergül Yılmaz, Yargıda Birlik Derneği Başkanı Birol Kırmaz, Malatya Adli Yargı Adalet Komisyon Başkanı Faruk Fidan, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Ahmet Mert, cumhuriyet başsavcı vekilleri Mehmet Badem ve Abdulkadir Gündem, Malatya Ağır Ceza Mahkemesi başkanları Müzeyyen Yıldırımoğlu, Vedat Koç, savcı ve hakimler ile birlikte Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Feyzullah Taşkın, İstinaf Dairesi Başkanı ve Yargıda Birlik Derneği Başkan Yardımcısı Berrin Aksoyak, Personel Genel Müdür Yardımcısı Turan Kuloğlu, İç Denetim Başkanı Numan Eroğlu, Strateji Daire Başkan Yardımcısı Kubilay İnan katıldı.”

Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, HSYK üyeleri, yüksek yargı mensupları, hakim ve savcıların katıldığı iftar yemeğinde dinsel içerikli mesajlar veriliyor, teröre , ” Paralel Yapı” ya   karşı mücadelen söz ediliyor, devletten yanayız mesajları veriliyor.

Eğer bu toplantı bir siyasi parti, dernek veya sivil toplum kuruluşu toplantısı olsaydı söylenen sözler verilen mesajlar gayet doğal ve çoğumuzun katılacağı mesajlardır.

Hepimiz teröre karşıyız, paralel yapının tasfiyesinden yanayız..

Devletten yana olmak ise tartışma götürür.. Milletten yana olmak başka bir şey devletten yana olmak başka bir şeydir..

Biz de devletten yanayız ama hak ve özgürlüklere saygılı, sosyal adaletten yana, sömürüye karşı, adil ve antiemperyalist devletten yanayız.

Devlet politik bir objedir ve her yurttaşın özlediği devlet farklı olabilir. Teröre karşı olmak, ülke bütünlüğünü savunmak çoğumuzun katıldığı bir görüştür.

Bu nedenlerle hakim ve savcıların iftar yemekleri ile haber olmaları,
"devletimizin yanındayız" ,

 "Yargı, peygamber postu….” 

“Terör, Paralel Yapı…”

gibi demeçler vermeleri tarafsızlık ilkesinin ciddi bir ihlali olup anayasaya aykırılık oluşturur.

 

Hakimler devlet adına değil millet adına karar vermektedirler. Devlet milletin hizmetinde olan en üst erk, en üstün organizasyondur.

Devlet kanunları ihlal edebilir, kişi hak ve özgürlüklerine aykırı uygulamalar yapabilir. Bir toplumda hak ve özgürlükleri en fazla ihlal etme potansiyeline ve gücüne sahip olan devlettir yani kamu gücüdür.

Çoğu kez hak arama mücadeleleri devlete karşı verilir. Büyük grevlerin muhatabı en çok devlettir çünkü devlet aynı zamanda büyük bir işverendir. Kamu çalışanları devlete karşı hak ve ücret mücadelesi verirler.

Devlet erki yani kamu gücü birey haklarını ihlal ettiğinde açılacak davaların tarafı devlet olacaktır. Peki iftar yemeğinde devletten yana olduğunu peşinen duyuran yargıç ve savcılar bu davalarda nasıl yansız ve özgür irade ile karar vereceklerdir.

6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’unun Bireysel Başvuru başlığını taşıyan 45’inci maddesi Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir” demektedir.

Buradaki kamu gücü devletin ta kendisidir.

Bu örnekler çoğaltılabilir, kısaca devlet de bir hukuk süjesidir ve ceza veya hukuk yargılamasının davalı, davacı, şikâyetçi/katılan olarak tarafı olabilir.

Paralel Yapıya mensup oldukları iddia edilen veya terör suçlaması ile karşı karşıya kalan insanları yargılayacak olanlar da hakimlerdir.

Yargı Peygamber postu gibidir benzetmesi ise açıkça İslam dinini ve özellikle Sünniliği çağrıştıran bir söylemdir.

İftara katılan hakim, savcı ve diğer yetkililerin açıklamalarının iyi niyetle yapılmış açıklamalar olduğu konusunda bir şüphe mevcut değildir.

Ancak yargı mensupları görev ve sorumluluklarının gereği olarak açıklama ve söylemlerinde dikkatli olmak durumundadırlar.

adaletbiz