Deniz ve ben gözaltında bulunduğumuz Sirkeci’deki Sansaryan Handan polis nezaretinde adliyeye sevk edildik. Savcı tutuklanmamızı istedi. Sulh ceza mahkemesi tutuklama talebini ret etti, bizi serbest bıraktı. Polis savcı üst mahkemeye itiraz edebilir gerekçesiyle bizi bırakmadı. O sıra bizi takip eden arkadaşlarımız gelmeye başlamışlardı. Av. M. Kemal Kumkumoğlu yanımıza geldi ve bize:

-Asliye ceza kesin tutuklama kararı verecektir,  önümüz bayram, bayramda içerde kalmayın kaçın buradan, dedi.

Deniz ile hemen bir plan yaptık. Dışarda bizi bir taksi bekleyecekti. Biz bağırıp çağıracağız ve mahkemenin bizi serbest bırakmasına rağmen polisin tuttuğunu söyleyecektik. Bizim,” anayasa, bizi mahkeme kararına rağmen polis tutuyor” şeklindeki nümayişlerimiz üzerine bazı hakimler duruşmalara ara verip koridora çıktılar. Bir hakim “ne oluyor burada diye?” sorunca “biz mahkeme bizi serbest bıraktı, polis tutuyor” dedik. Hakim bunun üzerine “bırakın, ne tutuyorsunuz?” diye azarladı polisleri. O ara bizim arkadaşlar polislerin etrafında şamata yapıyorlardı. Polis derdini anlatamıyordu. Bir an bir şaşkınlık ,biz adliyenin çıkış kapısına doğru koştuk ve bizi bekleyen arabaya atlayıp kaçtık.

Kalacağımız yer ayarlanmıştı, Raif Ertem'in kız arkadaşının Üsküdar'daki evinde kalacaktık. Evde bir gece kalabildik. Deniz, " bu ev bize göre çok lüks, lükse alışırız" dedi. Ertesi gün evi terk ettik. Yolculuk Ankara'ya.
Yıllar sonra, 10 Mayıs 2000 tarihli Cumhuriyet Gazetesi olayı şöyle aktarıyordu:

Cumhuriyet Gazetesi




GELECEK YAZI

Sonra Ankara.. TİP’liler bizi kabul etmedi ..Ankara’da parasız , yersiz ve aç kaldık..

ÖNCEKİ YAZI İÇİN TIKLAYINIZ


Rahmi Ofluoğlu (Aydın)